Gebelikte şeker hastalığının ortaya çıkma sıklığı % 3-4 dür ve gebeliğin en sık görülen hormonal hastalığıdır. Diyabet vücudun çeşitli nedenlerle kan şekeri seviyesini ayarlayamaması sonucu gelişen bir hastalıktır. Şeker hastalığı şu şekilde sınıflandırılır:
İki alt grubu vardır.
Tip I Diyabet: Mutlak insülin yetersizliği vardır. Yani pankreastan salınan insülin yetersiz kalmaktadır. Genellikle küçük yaşlarda ortaya çıkar ve tedavisinde insülin kullanmak gereklidir.
Tip II Diyabet: İnsülin salınımı yeterli olmasına rağmen hücreler insüline direnç göstermekte ve glikozu kullanamamaktadır. Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Ağızdan kullanılan ilaçlarla tedavi edilebilir.
Diyabet hastalığının en sık karşılaşılan semptomları çok su içme, sık tuvalete gitme, çok yemek yeme buna rağmen kilo kaybının olmasıdır. Vücudun çeşitli yerlerinde yaraların ortaya çıkışı, sık vajinal enfeksiyon ve mantar oluşumu, sık idrar yolu enfeksiyonu da görülür.
Tanı açlık kan şekerinin 126 mg/dl veya üzerinde olması veya tokluk kan şekerinin 200 mg/dl veya üzerinde olması ile konulur. Hastalara 75 gr. glukoz yüklemesi sonrası 2 saat sonra alınan kan örneğinde glukoz düzeyinin 200 mg/dl veya üzerinde çıkması da tanı koydurucudur.
Gebelik öncesi diyabeti olmayan anne adayının gebeliğin 24. haftası sonrası ortaya çıkan ve doğumdan genellikle 6 hafta sonra düzelen şeker hastalığına gestasyonel diyabet denir. Gebelikte annedeki metabolik değişikliklerin amacı büyüyen fetusa yeterli enerjiyi sağlayabilmektir. Plasentadan salgılanan HPL adlı hormon bu amaçla annede insüline karşı direnç oluşturarak glikozun depolanmasını engelleyip annenin kan glikoz düzeyini yükseltir. Böylece bebeğe daha fazla miktarda glikoz gider. Annede ise fizyolojik bir hiperglisemi hali oluşur. Bu durumun 24. haftadan sonra kontrolsüz bir hal alıp normal dışı artması gebelikte şeker hastalığına sebep olur.
Kontrolsüz ve tedavi edilmeyen diyabet bebek için risk taşımaktadır. İnsülinin plasental geçişi olmadığı için kan glikoz düzeyi yükselir, bebeğin pankreası glikoz düzeyini düşürmek için fazladan insülin üretimi yapar. Bebek ihtiyacından fazla olan enerjiyi yağ olarak depolar ve gereksiz kilo alır. Bu duruma makrozomi ‘iri bebek’ denir.
Gebelikte şeker hastalığı tanısı konulan gebelerin yarısında risk faktörleri bulunmamaktadır. Bu nedenle tüm gebelere 24-28’nci gebelik haftalarında glikoz tarama testi (PPG) yapılmalıdır. Amaç, belli miktarda şeker ile karşılaşan anne metabolizmasının nasıl davrandığını takip ederek metabolizmanın doğru çalışıp çalışmadığını tespit etmektir. Şeker yükleme testlerinde 50, 75 ve 100 gr şeker kullanılmaktadır ve bu miktar KESİNLİKLE anne ve bebek için TEHLİKELİ DEĞİLDİR. Bu durumu günlük hayatımızda yediğimiz besinlerdeki şeker miktarına göz atarak daha net anlayabiliriz.
1 adet kesme şeker 4-5 gr şeker içerir.
Yani 10-15 adet kesme şeker 50-75 gr şekere karşılık gelmektedir.
Günlük hayatımızda sıkça ve güvenle yediğimiz bazı yiyeceklerin kesme şeker karşılığına göz atalım;
1 adet çikolatalı gofret | 18 adet kesme şeker =18×4=72 gr |
5 adet tatlı bisküvi | 18 adet kesme şeker=18×4=72 gr |
1 adet simit | 27 adet kesme şeker=27×4=104 gr |
1 kase sütlaç | 18 adet kesme şeker=72 gr |
1 kase meyveli yoğurt | 12 adet kesme şeker=48 gr |
2 dilim baklava | 24 adet kesme şeker=24×4=96 gr |
1 orta boy caramel macciato | 15 adet kesme şeker=15×4=60 gr |
1 dilim kek | 18 adet kesme şeker=72 gr |
100 gr patates cipsi | 24 adet kesme şeker=96 gr |
1 porsiyon makarna | 18 adet kesme şeker=72 gr |
PPG (post prandiyal glikoz testi): Açlık kan şekeri ölçüldükten sonra 1 bardak suda 50 gr. şeker eritilip içilir. İçildikten 1 saat sonra tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu değer 140 mg/dl ve altında ise test normaldir. Bu bir tarama testidir. PPG’ si bozuk olan hastaların ancak % 20’nde gebelik diyabeti izlenmektedir. Test değerleri yüksek çıktıysa OGTT yapılır.
75 gr OGTT: Tanı testidir. 12 saatlik açlığı takiben açlık kan şekeri ölçülür ve normal aralıktaysa 1 bardak su içinde 75 gr şeker eritilerek içilir. 1. Ve 2. Saat glukoz kan değeri ölçülür. Tek adımda halledilir ve tanı testidir.
OGTT (Oral Glukoz Tolerans Testi): Tanı koyduran testtir. Tarama testi bozuk olanlara ve gestasyonel diyabet riski yüksek olan adaylara direk yapılır.12 saatlik açlığı takiben hastanın açlık kan şekeri ölçülür. Açlık kan şekeri normal sınırlarda olan hastaya 1 bardak içinde eritilmiş 100 gr. glikoz içirilir. Bulantı olmasını engellemek için içine limon sıkılabilir. Daha sonra 1.,2.,3. saatte kan alınarak tokluk kan şekerine bakılır. Bu 4 ölçümden 2 veya daha fazlasının yüksek çıkması durumunda gestasyonel diyabet tanısı konulur. Ölçümlerden yalnız biri bozuk çıkarsa test 32. haftada tekrarlanabilir.
Gebelikten önce ve gebeliğin erken dönemlerinde iyi bir glisemi kontrolü bebekte sakatlık riskini azaltmaktadır. Gebelik öncesi diyabeti olan anne adayları gebe kalmadan önce kan glikoz düzeylerini kontrol ettirmelidir. HbA1C bakılarak bu kontrolün iyi olup olmadığı takip edilmelidir. HbA1C > %10 ise bebekte sakatlık görülme oranı yüksek demektir.
Diyabetin gebelik üzerine olumsuz etkisi hastalığın şiddetine bağlı olarak artar. Hastanın kan glikoz düzeyi kontrol altında olduğu sürece riskleri azaltabiliriz. Mesela insülin tedavisi gerektiren gebelerde istenmeyen durumların görülme riski yalnız diyetle kontrol edilen gebelere göre daha fazladır.
Diyabeti olan hastaların takibi normal gebe takibinden farklıdır. Kontroller daha sık yapılmalıdır.
Kan şekeri ve hastanın kilo alımı takip edilir. Diyetine uyup uymadığı, insülin kullanıyorsa doz ayarlaması yapılmalıdır. 4-6 hafta aralıklarla ultrasonografi ile bebeğin ölçümleri yapılır. 28-32. haftadan itibaren NST, biyofizik profil gibi yöntemlerle bebeğin iyilik haline bakılır.
Bebeğe ayrıntılı ultrasonografi yapılmalı, anomali testleri ( ikili test, üçlü test vb. ) uygulanmalı, fetal ekografi yapılmalıdır. Duruma göre gerekirse amniyosentez veya kordosentez yapılabilir.
Kontrolü kötü olan hastalar, hipertansiyon veya vasküler hastalığı bulunanlar hastaneye yatırılarak takip edilmelidir.
Anne adayı bebek hareketlerini kontrol etmeli, bebek hareketlerinde azalma olursa hemen doktoru ile irtibata geçmelidir.
Diyabetli gebenin takibinde endokrinolog ve kadın- doğum uzmanı birlikte hareket etmelidirler.
Gebelik diyabetinin ana tedavi şekli egzersiz ve diyettir. Diyetle kan şekeri düzenlenemeyen hastalara hastaneye yatırılarak insülin başlanır. Daha önceden insülin kullanan hastalarda ise insüline devam edilir. İnsülin plasentadan geçmediği için bebeğe zarar vermez. Ağızdan alınan diyabet ilaçları gebelikte kullanılmaz.
Bebek iri ise sezaryenle doğum yapılır. Kontrol altındaki hastalarda anne ve bebek için risk yoksa terme kadar beklenebilir. Ancak 38. haftadan önce doğum gerekli olursa bebeğin akciğer gelişimi kontrol edildikten sonra doğum kararı alınmalıdır.
Bu hastalar gebelik sonrasında diyabet gelişimi için risk altındadırlar. Gebelikte insülin ihtiyacı gösterenlerde, takip eden 5 yıl içinde % 50 diyabet gelişir. Diyetle kontrol edilen olgularda takip eden 10-15 yıl içinde % 60 diyabet gelişir. Bu nedenle tüm gestasyonel diyabet hastalarına doğumdan 6 hafta sonra 75 gr.’lık glukoz tolerans testi yapılmalıdır. Gestasyonel diyabetin sonraki gebeliklerde tekrarlama riski % 67’ dir.