HPV enfeksiyonu ve Genital siğil son zamanlarda daha sık duymaya başladığımız bir viral enfeksiyondur. Bunun nedeni hem HPV enfeksiyonunun hızla yayılması hem de toplumun bilinçlenerek smear kontrollerini düzenli yaptırmasıdır.
Bu virüsü önemli yapan rahim ağzı kanseri (serviks kanseri) ile olan kuvvetli ilişkisidir. Servikal kanserler HPV bulaşmış kadınların pek azında gelişmekle birlikte, serviks kanserli kadınların % 95’inde HPV nin kanser yapıcı türleri bulunmaktadır. Nasıl ki her sigara içen akciğer kanseri olmuyor, fakat akciğer kanserlerinin büyük bir kısmında sigara kullanımı varsa HPV ile rahim ağzı kanseri arasındaki ilişki de böyledir.
Cilde ve mukozaya yerleşen bir DNA virüsüdür. 100 civarında türü vardır. Bazıları elde ayakta siğil yaparken, bazıları da genital bölgede çıkan kondilom adı verilen siğillere neden olur.
Ayrıca rahim ağzı kanseri, penis kanseri, vulva (kadın dış genital organı) kanseri, orofarinks (ağız, yutak) kanseri ve özellikle yeni doğanda solunum yollarına ait papillomlardan sorumludur.
Düşük risk: Kanser oluşturma riskleri son derece azdır. Kondilomlar da ve CIN lezyonlarda bulunurlar.
Yüksek risk: En yüksek oranda kanser yapma riski taşır. 16, 18, 31, 45, 51, 52 bu gruba dahildir.
Serviks kanserlerinin % 54 den tip 16, % 15 den tip 18 sorumludur.
Özellikle ASCUS olarak adlandırılan anormal smear sonuçlarında, rahim ağzından alınan akıntının PCR denilen yöntemle analizi ile yapılır.
En sık karşılaşılan cinsel yolla geçen hastalıklardan biridir. HPV nin bir kişiden diğerine geçmesi için tam bir birleşme olması gerekmez. Cildin ciltle teması, sürtünme yoluyla cinsel ilişki nadiren de HPV bulaşmış maddelerin ortak kullanımı (iç çamaşırı, havlu gibi)
Bu nedenle bakirelerde de görülebilir
Oral ve anal ilişkide de bulaşıcılığı vardır
Prezervatif kullanımı geçişi bir miktar azaltsa da tamamen koruyucu değildir. Özellikle geçmişi tam olarak bilinmeyen kişilerle cinsel ilişkide prezervatif kullanımı birçok hastalığın geçişini azaltmaktadır
Tam olarak steril edilmemiş ağdacılardaki ağda materyalleri, jiletler ve hijyenik olmayan tuvaletleri kullanma gibi durumlarda da bulaşma olabilmektedir
Özellikle genital siğillerin var olduğu dönem bulaşıcılık açısından en riskli dönemdir. Siğillerin tedavi ile yok edilmesinden sonra tekrar ortaya çıkması ne kadar uzunsa bulaşıcılık o kadar azdır
HPV enfeksiyonu taşıyan bir kişi ile bulunmak mutlaka o kişide de enfeksiyon ortaya çıkacak anlamına gelmez. Burada kişinin bağışıklık sistemi çok büyük önem taşır. Bağışıklık sistemi virüsle mücadele edebilir ve ortadan kaldırabilir. Fakat enfeksiyonu taşıyan ve yayan kişi ile ilişkiye girenlerin % 60 da ilk 3 ay içinde enfeksiyon bulguları ortaya çıkmaktadır
Aktif lezyonların olduğu dönemde normal doğum ile dünyaya gelen bebeklerde geçiş olmakta ve laringeal papilomatosis (gırtlak lezyonları) görülebilmektedir. Bu nedenle anne adayında aktif lezyon varsa doğum sezaryenle olmalıdır
Genital siğillerin görülmesi hem erkekte hem de kadında tanıyı koydurur. Rahim ağzındaki değişiklikler ise smear testinde saptanır. Smear de bu tip değişiklikler görüldüğü takdirde HPV tiplemesi yapılmalıdır.
Erkeklerde ise belirti vermeyen HPV nin saptanması ne yazık ki mümkün değildir. Erkeklerde sessiz enfeksiyonu saptayacak bir test yoktur.
HPV kan dolaşımına geçmediğinden ne erkekte ne de kadında kanda bu virüsü saptamak mümkün değildir.
HPV virüsü oral ve anal seks dahil her türlü cinsel ilişki ve ciltten cilde temas yolu ile kolaylıkla bulaşabildiğinden cinsel yönden aktif kadın veya erkek risk altındadır. Çoğu zaman diğer cinsel yolla geçen hastalıklarla beraber görülür.
Tüm dünyada rahim ağzı kanserinin çaresiymiş gibi reklamı yapılan aşı aslında HPV nin sadece 4 tipine karşı koruyuculuk sağlamaktadır. Dünyada ve ülkemizde bulunan aşılardan
GARDASİL serviks kanserinin % 70 den sorumlu olan, tip 16 ve 18; ayrıca genital siğillere sebep olan tip 6 ve 11 e karşı geliştirilmiş bir aşıdır. Gardasilin 9 HPV tipine karşı koruma sağlayan yeni bir aşısı piyasaya sürülmüştür ancak henüz ülkemizde bulunmamaktadır. Avrupada piyasalarda vardır.
CERVARİX ise sadece serviks kanserinin % 70 den sorumlu olan tip 16 ve 18 e karşı geliştirilmiş bir aşıdır.
FDA; daha önce bu virüsle karşılaşmamış 9 -26 yaş arasındaki tüm kadınlara yapılmasını önermektedir. İdeali cinsel yaşam başlamadan aşılanmanın tamamlanmasıdır.
Sadece Kuzey Avrupa ülkelerinde aşı yaşı 40 ‘ a çıkarılmıştır. Fakat henüz sonuçları hakkında yeterli veri olmadığı için rutin uygulamaya konulmamıştır. Erkekler üzerindeki etkisi tam bilinmemekle birlikte erkekleri de aşılayan ülkeler vardır
6 ay içinde toplam 3 seferlik enjeksiyonlar şeklinde omuza uygulanır. İlk doz yapıldıktan 2 ay sonra ikinci doz, ikinci dozdan dört ay sonra ise üçüncü ve son doz yapılır. Enjeksiyon yerinde nadiren ağrıkızarıklık, şişlik olabilir. Bazı kişilerde halsizlik, yorgunluk, bulantı görülebilir.
Aşı yapılmadan önce smear gerekirse HPV tiplemesi yapılmalıdır.
Yapılan çalışmalar 5 yıllık koruyuculuğun tam olduğunu göstermekle birlikte, 5 yıldan uzun süre etkinin devam edip etmediği dolayısı ile ek doza gerek olup olmadığı zaman içinde ortaya konacaktır.
Daha önce HPV enfeksiyonu geçiren kişilere, HPV tiplemesinde HPV 6, 11, 16, 18 saptanmadıysa aşı yapılabilir.
Unutulmamalıdır ki aşı rahim ağzı kanserine yol açan bazı HPV tiplerine karşı geliştirilmiştir.
Bu nedenle aşı yaptırmış kişilerin de senelik smear kontrollerini mutlaka yaptırması gerekmektedir.
Gebelerde kullanımı ile ilgili yeterli veri olmaması sebebi ile gebe kadınlarda aşılanma yapılmamaktadır.
Aşılanmış olsanız bile diğer cinsel hastalıklardan korunmak için prezervatif kullanmaya devam etmelisiniz. !